top of page
baslik-theraplay-2-700x153.jpg

Theraplay Çocuk Terapi

Theraplay, çocuklara hayatlarındaki yetişkinler, diğer çocuklar ve kendi duyguları ile bağlantı kurmakta zorlandıklarında destek vermek amacıyla kullanılan, geçerliliği ve etkinliği kanıtlanmış bir oyun terapisi yöntemidir. Amacı; bağlanmayı, öz saygıyı, başkalarına güvenmeyi ve neşeli bağlılığı arttırmaktadır. Seanslar eğlenceli, fiziksel, kişisel ve etkileşimlidir ve ebeveynler ile çocuklar arasındaki doğal, sağlıklı etkileşimi yineler.

  • İçe kapanık veya depresif davranışlar

  • Aşırı hareketli-saldırgan davranışlar

  • Öfke nöbetleri

  • Fobiler ve sosyalleşme ile arkadaşlık kurmada güçlük çekme

  • Dikkat eksikliği yaşayan çocuklar

  • Evlat edinilmiş çocuklar

  • Travma ve daha birçok çocukluk dönemi problemi ile çalışır.

ÇOCUKLARIN hayatlarında sıkıntı yaratabilecek durumlar ve ailevi sorunlar, dünyadaki çocuk sayısı kadar çeşitlidir. Güzel haber, bu sıkıntılı durumlarda başvurulacak ve size destek olacak bir yöntemin var olmasıdır.

Çocuklar ayrıca, öğrenme bozukluklarının, gelişimsel gecikmelerin ve yaygın gelişimsel bozuklukların neden olduğu çeşitli davranışsal ve kişilerarası problemlerden dolayı da yönlendirilmektedirler.

  • Theraplay’de süreç, geleneksel oyun terapilerinden farklıdır.

  • Theraplay’de çocuk oyun, sanat ve pek çok araç kullanılarak kendini ifade etmeye teşvik edilir ve çocuk süreci yönetmeye yönlendirilir.

  • Theraplay terapisti, çocuğun ve ailenin gelişim alanlarını tespit ederek sürecin yönetimini ele alır.

  • Theraplay oyun terapisi tedavi sürecini 4 boyut üzerinde yapılandırır: Yapı, bağlılık, beslenme ve mücadele boyutu.

 

YAPI BOYUTU

Sorumluluğun yetişkinde olması güven vericidir ve güvenli alan yaratır. Sıcak ve destekleyici yetişkin liderliği, yetişkinin organizasyonu ve düzenlenmesini çocuğa aktarır ve sonunda çocuğa oto kontrolü öğretir.

  • Özellikle aşırı aktif, yönlendirilmemiş, aşırı uyarılmış veya her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan çocuklar için kullanışlıdır.

  • Özellikle yeterli düzenleme yapamayan, sınır koymakta ve/veya kendine güvenen bir lider olmakta güçlük çeken, sözel/bilişsel yapılara dayanan veya fazla ya da az uyarılmış ebeveynler için kullanışlıdır.

Destekleyen Araştırmalar

  • Çocuk hayatının ikinci senesine girerken, ebeveynin yol göstermesi ve koyduğu net kurallar, öz-düzenleme, kendini toparlama/direnç ve özgüven için gereken temeli oluşturur (Baumrind, 1991; Grotberg, 1997).

 

BAĞLILIK BOYUTU

Çocuk uyumlu bir bağlantı kurabilmesi için yoğun ve kişisel bir şekilde odaklandırılır. Amaç, çocuğun kendini “görülür” ve “hissedilir” hissetmesidir. Ebeveynlerin, çocuklarıyla duyarlı bir şekilde iletişime geçebilmeleri için, kendilerinin ve çocuklarının deneyimleri üzerinde düşünmelerine yardımcı olunur. Bağlılık aktiviteleri ile çocukların sürprizlerin eğlenceli ve yeni tecrübelerin ise keyifli olabileceğini anlamalarına olanak sağlanır, onlara hoş bir uyarılma, çeşitlilik ve hayata dair taze ve canlı bir bakış açısı sunulur.

  • Özellikle içine kapanık, temastan kaçınan veya endişeli/değişmez yapıya sahip çocuklar için uygundur. Fazlasıyla içine kapanık veya otizmli çocuklar bağlılık aktivitelerini rahatsız edici bulabilirler. Buna karşılık olarak terapist, hızı düşürür ve uyarılmayı gözler.

  • Özellikle, ilgisini kesmiş, meşgul, ihmalkar, çocuk ile eş zamanlaması olmayan, öncelikli olarak sözlü bağlılığa bel bağlayan ve çocuğunu eğlendirmeyen ebeveynler için kullanışlıdır.

Destekleyen Araştırmalar

  • Bir bebek kendi hislerini ebeveyninin yüzünde aynaladığını gördüğünde bu duygular hakkında fikir sahibi olmaya başlar (Winnicot, 1971). Bu duygusal deneyimin paylaşımı, empatiye ve bağlılık hissinin oluşmasına yol açar (Stern, 1995)

 

BESLEME BOYUTU

Yatıştırıcı ve sakinleştirici aktiviteler, çocuğa dünyanın sıcak ve güvenilir bir yer olduğu hissini ve ebeveynin ona rahatlık ve güven sunacağı teminatını verir. Çocuğun daha önceki dönemlerde karşılanmamış ihtiyaçlarını karşılar; çocuğun rahatlayabilmesine ve kendisine bakılmasına izin verebilmesine yardımcı olur. Çocuğun kendini sevilen ve değer verilen biri olarak görmesini sağlayacak içsel temsili kurar.

  • Özellikle aşırı hareketli, agresif, endişeli veya psödomature (sahte olgunluk gösteren) çocuklar için uygundur.

  • Özellikle ilgisiz, kaba, cezalandırıcı ya da dokunma ve/veya sevgi göstermede zorluk yaşayan ebeveynler için kullanışlıdır.

Destekleyen Araştırmalar

  • Hayvan ve insanlarla yapılmış birçok araştırma, dokunmanın prematüre bebeklerin gelişimini desteklediğini (Field, 1995), başkalarıyla bağ kurma yetilerini geliştirdiğini (Harlow, 1958), huzursuzluk ve anti-sosyal davranışları azalttığını (Suomi, 1995) ve stresi azalttığını (Tronick, Ricks & Cohn, 1982) göstermektedir.

  • Dokunma öncelikli olarak hayatta kalabilmek, ikinci olarak ise anlam için, insan deneyiminin en temel parçalarındandır (Brazelton, 1990). Bir bebek henüz olgunlaşmamış durumda olan düzenleyici sistemlerine destek için bedensel temasın sıcaklığına muhtaçtır. Dokunma ve sıcaklık oksitosin hormonun seviyelerini arttırır ve bu da ebeveyn ve çocuk için sakinleştirici bir etki gösterir (Mäkelä, 2005).

 

MÜCADELE BOYUTU

Çocuğun, yaşına uygun düzeyde küçük bir risk almasına, yeterlilik ve kendine güven duygularını geliştirmesine yardım eder. Tüm aktiviteler sıcaklık, spontanlık, iyimserlik içeren, neşeli ve eğlenceli bir atmosferde gerçekleştirilir.

  • Özellikle içine kapanık, utangaç veya katı/değişimi zor çocuklarda kullanışlıdır. Ayrıca direncin üstesinden gelmek için de kullanılır.

  • Özellikle uygunsuz gelişimsel beklentileri olan ve rekabetçi ebeveynler için kullanışlıdır.

Destekleyen Araştırmalar

  • Fiziksel olarak aktif bir oyunun getirdiği heyecan, uyumlu bir bakım verenle birlikte ortak bir şekilde düzenlenirse, çocukta yüksek uyarılma durumlarını düzenleme yetisini geliştirir (Stern, 1974)

  • Etkileşimli oyunun getirdiği paylaşılan keyif, güçlü bir duygusal bağ yaratır ve beyni tamamen sosyal olmaya programlar. Oyunla geçen süre, beyin sinapslarının gelişimini destekleyen duygulanımsal eşzamanlılık ve ortak düzenlemenin ortaya çıkması için fırsatlar sağlar (Hart, 2008).

Çocuklar Neden Yalan Söyler?

Tempus Psikoloji ile PsikoGündem Sohbetleri

Çocuklarda Takıntılı Düşünceler

Tempus Psikoloji ile PsikoGündem Sohbetleri

bottom of page